19 Kasım 2012 Pazartesi

Şah ve Mat...


Kimilerine göre zor, kimilerine göre kolay, kimilerine göre sıkıcı, kimilerine göre eğlenceli bir oyun. Fakat hiç şüphesiz ki dünya üzerinde oynanan en büyük zekâ oyunlarından biri. Sadece oyun da değil, birçok hastalığın ve ruhi sıkıntıların tedavisinde de kullanılan bir oyun. İnsanı hem dinlendiren hem de düşündüren satranç, tamamen oyun stratejisine dayanır. Genelde oyun zekâsı yüksek düzeyde olan ve oyunun ilerki hamlelerinin daha kolay hesap edip ona göre strateji uygulayanlar bu oyunda daha başarılı olurlar. 
Satrancın ilk kez 570-600 yılları arasında Hindistan’da ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Rivayetlere göre Brahman rahibi, Şah’a bir ders vermek için, onun askerleri ve vezirleri olmadan bir hiç olduğunu göstermek için bu oyunu ortaya çıkarmış. Şah ile yaptığı maçı kazanarak da istediğine ulaşmış. Ancak Şah’ın bu olaya tepkisi şu olmuş: “Peki, oyunu ve dersini beğendim. Dile benden ne dilersen !” Rahip Şah’ın dersini halâ almadığını düşünerek, yani halâ her şeyi tek başına yapabildiğini zannettiğini düşünerek ona bir ders daha vermek istemiş: “Sana bulduğum bu oyunun birinci karesi için bir buğday istiyorum. İkinci karesi için iki buğday istiyorum. Üçüncü karesi için dört buğday istiyorum. Böylece her karede, bir önceki karede aldığım buğdayın iki misli buğday istiyorum. Sadece bu kadarcık buğday istiyorum” demiş. Şah, kendisi gibi yüce ve kudretli bir şahtan isteye isteye üç beş tane buğday isteyen bu rahibin, küstahlığa varan alçak gönüllülüğüne sinirlenmiş ve ona bir ders vermek istemiş. “Hesaplayın. Hak ettiğinden bir tane fazla buğday vermeyin” demiş.
Hesaplamaya başlayınca ilk kareler kolay gitmiş. Birinci kareye bir buğday, ikinci kareye iki buğday, üçüncü kareye dört buğday… Ancak 10. kareye gelindiğinde toplam 1023 buğday vermeleri gerekiyormuş. Hesabın hep böyle gideceğini, rahibe hep böyle üç beş buğday vereceklerini zannediyorlarmış. Zaten 15. karede yalnızca 1.5 kilo buğday vermeleri gerekiyormuş. 25. kareye gelince vermeleri gereken buğdayın 1.5 ton olduğunu görmüşler ama fazla heyecanlanmamışlar. Oysa 31. kareye gelince bu işin şakası olmadığını anlamaya başlamışlar, çünkü vermeleri gereken buğday 92 tonmuş. Yine hesaplamaya devam etmişler. 49. kareye geldikleri zaman 24 milyon ton buğday onları iyice korkutmaya başlamış. 54. kareye geldiklerinde ise 771 milyon ton buğday vermeleri gerekiyormuş toplam olarak. “Madem başladık hesaplara, devam edelim” deyip bitirmişler. 64. kare de tamamlandığında bugünkü ölçülerle dünyanın 1500 yıllık buğday üretimini rahibe vermeleri gerektiği ortaya çıkmış...



Hiç yorum yok :

Yorum Gönder