10 Kasım 2015 Salı

Saygı ve Minnetle Anıyoruz...



Ev­ren­sel Ata­türk 

İnsan­lık aile­si­nin ye­tiş­tir­di­ği en büyük li­der­ler ara­sın­da yer alan Ata­türk için bütün dünya mil­let­le­ri­nin yü­rek­ten tak­dir, hay­ran­lık ve saygı duy­gu­la­rıy­la bizim he­ye­ca­nı­mı­za ortak ol­duk­la­rı­nı gör­mek in­sa­na çok büyük mut­lu­luk ve­ri­yor.

***

Yıl­lar evvel, Tür­ki­ye'den bir heyet ti­ca­rî iliş­ki­le­ri ge­liş­tir­mek için Uzak Doğu'ya bir tur dü­zen­li­yor. Vi­et­nam'da büyük şe­hir­ler­den bi­rin­de bir mola ve­ri­li­yor. Yemek için bir lo­kan­ta­ya gi­ri­li­yor. Si­pa­riş­ler ve­ri­lip ye­mek­ler ye­ni­lir­ken, ken­di­le­ri­ne hiz­met eden yaşlı gar­son, bi­zim­ki­le­re hangi dil­den ko­nuş­tuk­la­rı­nı so­ru­yor. Bi­zim­ki­ler de, "Türk­çe " di­yor­lar.

"Türk­çe" ve "Türk" sö­zü­nü duyan gar­son, hemen "Mus­ta­fa Kemal Paşa" diyor. Bi­zim­ki­ler şa­şı­rı­yor. Gar­son he­ye­can­la an­la­tı­yor.

"Kü­çük­tüm. Bir gün babam, eve eski bir ga­ze­te ge­tir­di. Ga­ze­te­de Mus­ta­fa Kemal Paşa'nın düş­man­la­rı ül­ke­sin­den nasıl kov­du­ğu, ül­ke­si­ni ge­liş­tir­mek için neler yap­tı­ğı ya­zı­lıy­dı. Bir de resim vardı ga­ze­te­de… Babam hem an­lat­tı, hem de resmi gös­ter­di. Çok et­ki­len­dim. Er­te­si gün okula gi­der­ken ga­ze­te­yi de gö­tür­düm. Okul ar­ka­daş­la­rı­ma hem ba­ba­mın an­lat­tık­la­rı­nı hem de ga­ze­te­de oku­duk­la­rı­mı an­lat­tım. Bunun üze­ri­ne, okul ar­ka­daş­la­rım ga­ze­te­de­ki Mus­ta­fa Kemal Paşa'nın res­mi­ni almak için üze­ri­me sal­dır­dı­lar. Kavga ettik. Ama resmi ver­me­dim. Yü­züm­de­ki yara izi o gün­den kal­ma­dır."

***
1923 yı­lın­da, daha sonra İngi­liz kral­lık tah­tı­na otu­ra­cak olan Ed­ward, Hin­dis­tan'ı ve­li­aht ola­rak zi­ya­ret et­mek­te­dir. Top ve tram­pet ses­le­ri ara­sın­da bir savaş ge­mi­sin­den iner. Ama ken­di­si­ni kar­şı­la­yan­lar, sa­de­ce bir­kaç mih­ra­ce ile bir­kaç yerli gö­rev­li­dir. Alı­şıl­mı­şın ter­si­ne, halk or­ta­lar­da yok­tur. Hal­kın bu il­gi­siz­li­ği­ne çok üzü­lür ve ba­ba­sı­na bir mek­tup ya­za­rak sorar:

"Acaba bu durum, Gandi' nin dü­zen­le­di­ği bir aşa­ğı­la­ma gös­te­ri­si midir?"

Ba­ba­sı­nın ver­di­ği cevap, Mus­ta­fa Kemal Paşa'nın nasıl gö­rün­dü­ğü­nün ve öne­mi­nin açık­la­ma­sı­dır:

"Hayır! Bunun ne­de­ni­ni Mus­ta­fa Kemal'in aç­tı­ğı Kur­tu­luş Sa­va­şı'nda ara­mak daha doğru olur..."

***
Yakup Kadri Ka­ra­os­ma­noğ­lu, İsviç­re'de bü­yü­kel­çi­dir. Hin­dis­tan'ın genç el­çi­si de Gandi'nin sağ kolu olan Desai'nin oğ­lu­dur. Ar­ka­daş olur­lar. Ve Hint­li dip­lo­mat, ona bir anı­sı­nı an­la­tır:

"Okul­dan eve her dö­nü­şüm­de babam beni ya­nı­na ça­ğı­rır ve ne öğ­ren­di­ği­mi so­rar­dı. Ben de oku­du­ğum ders­ler­le il­gi­li ola­rak ken­di­si­ne bilgi ve­rir­dim...

Sık sık şöyle derdi: 'Bir insan ola­rak bu ders­ler­den ya­rar­lan­mak el­bet­te ki ge­re­kir. Fakat bir Hint­li ola­rak muh­taç ol­du­ğun en büyük ders, Tür­ki­ye' nin Kur­tu­luş Sa­va­şı ta­ri­hi­dir. Şimdi ya­nım­da otur, onu da sana ben an­la­ta­yım..."

***
Vatan ga­ze­te­si baş­ya­za­rı Ahmet Emin Yal­man, uzun ge­zi­le­rin­den bi­rin­de İngi­liz Gu­ya­na'sına uğrar ve orada bir yerli ile ara­sın­da şu ko­nuş­ma geçer:

"Siz hangi mil­let­ten­si­niz ?"

"Tür­küm."

"Öyle ise dost ve hatta kar­deş sa­yı­lı­rız."

"Neden ? Müs­lü­man mı­sı­nız ?"

"Hayır, Hı­ris­ti­yan'ım. Fakat, ba­ğım­sız­lı­ğı­na su­sa­mış bir Gu­ya­na­lı Hı­ris­ti­yan'ım ve bir­çok yurt­ta­şım gibi, sizin kur­tu­luş mü­ca­de­le­ni­zin hay­ran­la­rın­da­nım. Günün bi­rin­de, biz de büyük ön­de­ri­niz Mus­ta­fa Kemal' in aç­tı­ğı yol­dan yü­rü­ye­ce­ğiz..."

***
Yakup Kadri Ka­ra­os­ma­noğ­lu, Bre­zil­ya­lı bir dip­lo­mat ar­ka­da­şı­nın, ken­di­si­ne Ata­türk ile il­gi­li ola­rak şun­la­rı an­lat­tı­ğı­nı yazar:

"Biz Güney Ame­ri­ka'da Türk de­nin­ce bir za­man­lar mem­le­ke­ti­mi­ze göç­men ola­rak gel­miş sa­tı­cı­lar­dan başka kim­se­yi an­la­maz­dık. Sizin mil­let ola­rak bü­yük­lü­ğü­nü­zü, şeref ve de­ğe­ri­ni­zi ancak Mus­ta­fa Kemal adı işi­til­dik­ten sonra tak­dir im­kâ­nı bul­duk."

***

Bang­la­deş'in millî şairi Kazı Nas­rul İslâm'ın 1921'de ka­le­me al­dı­ğı des­tan­sı şiir "Kemal Paşa" bugün okul­lar­da oku­tu­lu­yor.

Ata­türk'ün ve­fa­tın­dan 4 ay sonra Feni'de yerli hal­kın kendi ta­sar­ruf­la­rı­ya kur­du­ğu "Mus­ta­fa Kemal Li­se­si" hâlâ ayak­ta...

***

Çin- Shang­hay'de Shen Bao isim­li bir ga­ze­te ya­yın­lan­mak­ta­dır. Bu ga­ze­te­nin 12 Kasım 1938 ta­rih­li sa­yı­sın­da "Kemal'i Anar­ken" baş­lık­lı bir yazı ya­yım­la­nır. Bu ya­zı­nın bir bö­lü­mü şöy­le­dir:

"Yeni Tür­ki­ye'nin ku­ru­cu­su Kemal ön­ce­ki sabah vefat et­miş­tir. Ya­şa­mı bo­yun­ca elde et­ti­ği ve bütün dünya ta­ra­fın­dan bi­li­nen ba­şa­rı­la­rı­nı bu­ra­da tek­rar et­me­ye gerek yok­tur. Bu­ra­da an­lat­mak is­te­di­ği­miz konu, O'nun, 1.Dünya Sa­va­şı son­ra­sın­da ger­çek­leş­tir­di­ği di­re­niş sa­va­şı­nın ar­dın­dan yeni bir dev­let kur­ma­sı­dır. Bu nok­ta­da, bizi yü­rek­len­di­ren ve ders çı­kart­ma­mız ge­re­ken bir­çok husus bu­lun­mak­ta­dır. O'nun ver­di­ği sa­va­şın ba­şa­rı ile so­nuç­lan­ma­sı, bizim Japon Sa­va­şı'nda mut­la­ka galip gel­me­mi­ze dair gü­ve­ni­mi­zi ar­tır­mak­ta­dır. Çünkü, bi­li­yo­ruz ki, Tür­ki­ye İmpa­ra­tor­lu­ğu 1.Dünya Sa­va­şı'ndan sonra da­ğı­la­rak pa­ram­par­ça olmuş, dış em­per­ya­list­le­rin et­ki­li ta­ci­zi­ne maruz kal­mış­tır. Za­ma­nın em­per­ya­list­le­ri galip ol­ma­nın ver­di­ği kibir ile Tür­ki­ye'yi esir al­mış­lar­dır.

"…Kemal'in, Yu­na­nis­tan'ı sa­vaş­ta yen­me­si­nin son de­re­ce zor bir süreç ol­du­ğu­nu ve aynı za­man­da biz Çin­li­le­ri de ce­sa­ret­len­di­ren ve gü­ve­ni­ni ar­tı­ran bir ba­şa­rı ol­du­ğu­nu bi­li­yo­ruz. Türk or­du­su, Yu­na­nis­tan ile sa­va­şa baş­la­dı­ğın­da bir­bi­ri ar­dı­na yenik düş­müş ve bir­çok önem­li şeh­ri­ni düş­ma­na terk et­miş­tir. Aynı za­man­da Tür­ki­ye'nin de bizim gibi deniz kuv­vet­le­ri­ne sahip ol­ma­yı­şı, kıyı böl­ge­le­rin­de­ki çar­pış­ma­lar­da as­ke­ri açı­dan son de­re­ce de­za­van­taj­lı du­ru­ma düş­me­si­ne yol aç­mış­tır. Bu ne­den­le, Tür­ki­ye'nin Yu­na­nis­tan ile sa­vaş­ta tek avan­ta­jı düş­ma­nı iç böl­ge­le­re çe­ke­rek kara sa­va­şı yap­ma­sı­dır. Uzun sü­re­li ka­ra­da ya­pı­lan di­re­niş sa­va­şı­nı ta­ki­ben Yunan or­du­su­nun yor­gun düş­tü­ğü­nü gören Kemal,bütün gü­cüy­le püs­kür­me ha­re­ka­tı­na gi­riş­miş ve ülke top­rak­la­rı­nın büyük bö­lü­mü­nü geri ala­bil­miş­tir."

"1922 yılı Eylül ayına ge­lin­di­ğin­de Yu­na­nis­tan'ın, Tür­ki­ye'deki tek as­ke­ri var­lı­ğı olan İzmir de Türk or­du­sun­ca geri alın­mış­tır. Bu ne­den­le, bizim (Çin­li­le­rin) Ja­pon­la­ra karşı di­re­ni­şi­mi­zin ka­rar­lı­lık­la de­ğiş­me­den sür­dü­rül­me­si­ne inan­cı­mız art­mak­ta­dır. Ge­çi­ci ola­rak bir şeh­rin veya böl­ge­nin düş­ma­nın eline geç­me­si hiç önem­li de­ğil­dir. Bizim (Çin­li­le­rin) di­re­ni­şi­miz tıpkı Tür­ki­ye gibi ola­cak ve düş­ma­nı ko­va­ca­ğız. Şimdi Kemal'i an­ma­mız, as­lın­da bu dü­şün­ce ve inan­cı­mı­zı kuv­vet­len­dir­mek ve Tür­ki­ye'yi ken­di­mi­ze örnek al­ma­mız ha­lin­de ancak an­lam­lı bir ha­re­ket ola­cak­tır."

(Öğ­ren­di­ğim bil­gi­ye göre, Shen Bao ga­ze­te­si­ni bulup ter­cü­me eden kişi Sayın Noyan Rona'dır.)

Şüp­he­siz bu yazı, Ata­türk'ün Çin üze­rin­de nasıl bir etki ve örnek oluş­tur­du­ğu­nun gös­ter­ge­si­dir.

***
Çin'de Ata­türk üze­ri­ne yap­tı­ğı ça­lış­ma­lar­la ta­nı­nan Prof. Dr. Hu Zhen­hua, "Mil­li­yet Kül­tür­le­ri Araş­tır­ma­la­rı" adlı ki­ta­bı­nın son bö­lü­mü­nü Ata­türk'e ayır­mış­tır.

Onun Ata­türk hak­kın­da­ki söy­le­dik­le­ri­ni ha­tır­la­mak­ta yarar var­dır:

''Çin'de Mus­ta­fa Kemal Ata­türk'ü bil­me­yen lise öğ­ren­ci­si hemen hemen hiç yok­tur. Çünkü bizim ül­ke­miz­de yıl­lar­dan beri li­se­de mec­bu­ri ders ki­ta­bı ola­rak oku­tu­lan Ya­kın­çağ ve Çağ­daş Dünya Ta­ri­hi ki­ta­bı, Mus­ta­fa Kemal ve onun ön­der­li­ğin­de­ki Türk dev­ri­mi­ni de içer­mek­te­dir. Hatta ki­ta­bın ilk say­fa­sın­da Lenin ve Gand­hi'yle bir­lik­te Ata­türk'ün de port­re­si bu­lun­mak­ta­dır. Ki­ta­bın için­de de Ata­türk'ün kara tahta ba­şın­da yeni harf­le­ri öğ­re­tir­ken resmi var­dır.''

***
Çin'de oku­tu­lan lise ikin­ci sınıf tarih ki­ta­bın­da ATA­TÜRK şu söz­ler­le yer al­mak­ta­dır.

"Bi­rin­ci Dünya Sa­va­şı ile ye­ni­len ül­ke­ler ara­sın­da bu­lu­nan Tür­ki­ye, sa­vaş­tan sonra em­per­ya­list ül­ke­le­rin is­ti­la et­ti­ği hedef bir ülke oldu. Ül­ke­le­ri­ni kur­tar­mak için, Türk Halkı, ön­de­ri ve yurt­se­ver ko­mu­ta­nı olan Kemal ATA­TÜRK ile ül­ke­le­ri­nin ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ka­zan­mak için ça­lı­şı­yor­lar­dı. M. Kemal li­der­li­ğin­de­ki yurt­se­ver grup, pa­di­şah­tan ay­rı­la­rak, Nisan 1920'de milli bir hü­kü­met kurdu. O yıl Ağus­tos'ta pa­di­şah, it­ti­fak dev­let­le­riy­le Sevr An­laş­ma­sı'nı im­za­la­dı ve böy­le­ce Tür­ki­ye, İngil­te­re, Fran­sa ve İtalya'nın yarı sö­mür­ge­si oldu.

Uzun süren bir sa­vaş­tan sonra, M. Kemal hü­kü­me­ti 1922 yı­lın­da İngil­te­re'den des­tek alan pa­di­şa­hın or­du­su­nu ve iş­gal­ci Yu­nan­lı­la­rı yendi ve 1923 yı­lın­da it­ti­fak dev­let­le­ri ile Lozan An­laş­ma­sı'nı im­za­la­dı. Lozan An­laş­ma­sı'nda Tür­ki­ye'nin ba­ğım­sız­lı­ğı ve top­rak bü­tün­lü­ğü kabul edil­di. Ya­ban­cı ül­ke­le­rin Tür­ki­ye üze­rin­de­ki ege­men­lik­le­ri ve eko­no­mi üze­rin­de­ki özel de­ne­tim hak­la­rı or­ta­dan kal­dı­rıl­dı. Ay­rı­ca, boğaz böl­ge­si­nin ta­raf­sız­laş­tı­rıl­ma­sı kabul edil­di.

Milli ba­ğım­sız­lı­ğı ka­zan­dık­tan sonra, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti ku­rul­du ve M. Kemal Bi­rin­ci Cum­hur­baş­ka­nı ola­rak se­çil­di. Daha sonra M. Kemal bazı de­mok­ra­tik re­form­lar uy­gu­la­dı. Si­ya­si ola­rak pa­di­şah­lık sis­te­mi­ne son verdi. Din ve dev­let iş­le­ri­ni bir­bi­rin­den ayır­dı. Eko­no­mik alan­da ön­lem­ler aldı. Kül­tür ve eği­tim ala­nın­da laik eği­ti­mi ge­liş­tir­di ve harf dev­ri­mi yaptı. Arap al­fa­be­si­nin ye­ri­ne Latin al­fa­be­si­ni ge­tir­di. Sos­yal ola­rak tüm eski kötü alış­kan­lık­la­rı or­ta­dan kal­dır­dı. Bu türlü ye­ni­lik­ler ül­ke­nin ba­ğım­sız­lı­ğı­nı kuv­vet­len­dir­di ve halkı tek­rar di­ril­tecek yola gir­me­si­ni sağ­la­dı.

M. Kemal dev­ri­mi ba­şa­rı­lı bir dev­rim­dir. M. Kemal dev­ri­mi Os­man­lı İmpa­ra­tor­lu­ğu'nun yüz­ler­ce yıl süren de­re­bey­lik sis­te­mi­ni bi­tir­di ve Tür­ki­ye ta­ri­hin­de yeni bir sayfa açtı."

***

Çin Halk Cum­hu­ri­ye­ti'nin An­ka­ra Bü­yü­kel­çi­si Song Aiguo, diyor ki:

"Kur­tu­luş Sa­va­şı kolay ka­za­nıl­ma­dı. Kah­ra­man Türk hal­kı­nın ba­şın­da Mus­ta­fa Kemal gibi bir deha ol­ma­say­dı, Kur­tu­luş Sa­va­şı bu şe­kil­de ka­za­nı­la­maz­dı bence...​Mustafa Kemal Paşa, ezi­len mil­let­ler için örnek bir kah­ra­man­dır. Çin de, 1920'lerde bir ara­yış için­dey­di. Biz de Ke­ma­lizm gibi bir dev­rim ya­pa­lım di­yor­duk, ola­ma­dı. Büyük Ata­türk'ün es­ki­den beri Çin'de özel bir yeri var­dır, onun adı söy­le­nin­ce akan sular durur. 19949'da Çin Halk Cum­hu­ri­ye­ti ku­rul­du, rejim de­ğiş­ti ama, yeni re­ji­min ilk ders ki­ta­bın­da Mus­ta­fa Kemal'in resmi ve ya­zı­sı yine yer aldı. Ata­türk, bütün dünya mil­let­le­ri­ne örnek olmuş bir da­hi­dir."

***
Ya­zı­ya baş­lar­ken kul­lan­dı­ğım ifa­de­yi bir kere daha ya­za­ca­ğım:

İnsan­lık aile­si­nin ye­tiş­tir­di­ği en büyük li­der­ler ara­sın­da yer alan Ata­türk için bütün dünya mil­let­le­ri­nin yü­rek­ten tak­dir, hay­ran­lık ve saygı duy­gu­la­rıy­la bizim he­ye­ca­nı­mı­za ortak ol­duk­la­rı­nı gör­mek in­sa­na çok büyük mut­lu­luk ve­ri­yor.

(Ahmet AKYOL, 10 Kasım 2012




Hiç yorum yok :

Yorum Gönder