27 Mayıs 2016 Cuma

Acil İş Yoktur, Dandik Müşteri Vardır...

Grafik tasarımı ya da daha genel bir kavramla yaratıcı süreçlerden herhangi birinde yer almak hiç şüphesiz bir yaşam biçimi tercihidir. Yani bir iş kolu olarak grafik tasarlamakla bitmeyen bir olgudan bahsediyorum. Nedir bu yaşam biçimi derseniz tam anlamıyla hayatınızın her aşamasında sizinle birlikte bir gölge misali bir arada olan, mesainin hiçbir zaman bitmediği hatta kısa sürelerden ibaret o uykularımızın rüyalarında dahi bitmek tükenmek bilmeyen bir yaratıcı süreç...
Bu süreç içerisinde yolda yürürken çevredeki tabelaları, birşeyler içerken ya da yemek yerken menü, ambalaj tasarımını, araba ya da vb. bir araç kullanırken araç içinde yer alan yerleşimin görselliği, hizası, orantısı gibi (hız göstergesinden tutunda en küçük düğmeye kadar) bir çok şeyi devamlı aktif olan bir zihinle sürekli daha iyiyi daha şık ve estetiği arayarak görsel hafızamızda canlandırıyor, şekilden şekile sokuyoruz. Ofis dışındaki bu ücretsiz mesaimiz ne kadar yorucu ve yoğun gözükse de aslında mesleki anlamda deşarj olduğumuz, gün boyu ofis içerisinde yaşadığımız her türlü mobbingi vücudumuzdan attığımız hiç de yorucu olmayan bir yaratıcı süreç. Aslında bizi yoran ne bu bitmek bilmeyen 24 saat her an bizimle olan yaratıcı süreç, ne iş yükü ve yoğunluğu, ne de müşterinin aymazlığı...
Peki nedir grafik tasarımcıları bu derece yoran, zamanla hayatını alt üst eden, kimi zaman meslek bıraktıran karın ağrısı ona değinelim biraz...

Grafik tasarımcıların hatta sektörün en büyük karın ağrısı gerçek manada aciliyeti olmayan ancak bir firma ya da kurumun liyakattan uzak, plan program gibi kavramlardan bi'haber, işini layıkıyla yerine getiremeyen personeli, yetkilisi ya da firma sahibinin ısrarla acil olduğunu iddia ettiği iştir yani acil tasarımdır.
İşin aciliyetini öyle bir hışımla anlatırki müşteri sanırsınız devamlı planlı ve programlı bir şekilde kampanya, reklam, tanıtım, pr gibi süreçleri kullanıyorlar, tasarımı fazlasıyla önemsiyorlar ancak bu seferlik yaşadıkları büyük aksiliklerden dolayı aciliyeti olan bir durumda kapınızı çaldı bu firma. Halbuki alakası yok! Sektörde karşımıza çıkan çok çok büyük bir yüzde içerisinde yer alan adı bence cuk oturmuş dandik müşteri karşımızdaki...
Ara sıra sektördeki nasır tutmuş yaralara sert bir üslupla parmak basmamdan dolayı benden daha da sert bir üslup kullanan kişi ve kurumların eleştirilerine maruz kalıyorum fakat sonuç olarak doğru söyleyen hiçbir zaman pek sevilmez ister tatlı dil güleryüzle ister sert bir üslupla olsun. Önceki yazılarımda amatör, liseli tasarımcının gözbebeği CorelDRAW hakkında getirdiğim eleştiriler ile ilgili hakaretlere maruz kaldım ama bana hakaret eden çoğu Corelci kullandığı amatör yazılımın yardımcı programı olarak hiç utanmadan öve öve bitiremediğim Adobe'un Photoshop'unu hiç utanmadan kullanmaya devam ediyor. Güzel Sanatlar Fakültesi ismi ile ilgili yaptığım eleştirilerden dolayı mesleki geçmişimden geleceğime kadar yaftalandım ama Güzel Sanatlar Fakültesi isimleri değişmeye başlıyor bir bir haberiniz olsun düşünmeye üşenen, kendisine sunulanla yetinen yaftacılar... İşin özü biraz vurdum duymazım dilediğiniz gibi yaftalayın.

Dönelim asıl konumuz acil tasarım, dandik müşteri tezine...
Basit bir tanımlamayla grafik tasarım; bir mesajı iletmek, bir görseli geliştirmek veya bir düşünceyi görselleştirmek için metnin ve görsellerin algılanabilir ve görülebilir bir düzlemde, iki boyutlu veya üç boyutlu olarak organize edilmesini içeren yaratıcı bir süreçtir.
Grafik tasarımında ve grafik sanatlarda, görsel sanatların temel ilkeleri olan hizalama, denge, karşıtlık, vurgulama, hareket, görüntü, oran, yakınlık, tekrarlama, ritm ve birlik geçerlidir.
Basit tanımlası bile bu kadar çok ilke ve olgudan oluşan bir sürecin aciliyet denen kavrama sıkıştırılmaya çalışması oldum olası mantıken kavrayamadığım bir kördüğümdür. Örnek olarak bir broşür tasarımına ihtiyacınız varsa kampanya süreciniz için bu broşür tasarımınızın hem kampanyanıza katkı sağlaması hemde prestijinize katkı sağlaması gereklidir. Yani gerçek manada "tasarım" denilen yaratıcı sürece muhtaçsınız fayda beklentisindeyseniz.
Peki "acil tasarım lazım" şeklinde giriş yaptığınız bir kampanya sürecinden ne medet umabilirsiniz? Çalıştığınız ajans size ne kadar inanabilir ki hedef kitlenizi ikna edecek çalışmalara imza atabilsin?
"Acil" kelimesiyle hayal gücünün kepenklerini indirdiğiniz tasarımcı size nasıl bir farklılık üretsin hatta abartıdan da ötede bir yerde acil diyerek kene gibi yapıştığınız ofis içerisindeki yaratıcı ekip "acil" zaman kavramı içerisinde kendi içerisinde size olan öfkesini mi kussun yaptığınız saçmalığı acıyarak gözlemleyip markanızın kurumsal kimliğini nasıl peşkeş çektiğinize mi yansın? (Markalar tasarımcılar için her zaman tatlı, narin bir bebektir.)
Acil işe esir olan yaratıcı ekip mesai üstüne mesai yaparak iyi kötü bir tasarım ortaya çıkarır bu seferde bitmek tükenmek bilmeyen revizyon süreçleri başlar ve müşterinin ilk ajansın kapısını çaldığında dile getirdiği "acil" kavramının koca bir yalandan ibaret olduğu tescillenir.

Mesele Vizyon Sorunu...
Vizyon sorunu dediğim kavram sadece müşterinin ya da firmanın vizyonsuzluğundan ibaret değildir. Vizyonsuz müşterileri reddeden ilkeli ve yaratıcı süreçlerini son kale gibi savunan ajanslar ya da tasarımcılar da yok değil tabiki fakat onlara rağmen iyi kötü, güzel çirkin, acil vb. iş ayrımı yapmadan ticari kar mantığıyla her işe salça olan yaratıcı süreçleri ayaklar altına seren vizyonsuz ajanslar ve yaratıcı ekipler de bu "acil tasarım" saçmalığına su taşıyor. Bu noktada da sektöre en büyük takoz vizyonsuz ajans sahipleri / başkanları, yaratıcı ekipler, tasarımcılar...

Acil İş Günü Kurtarırken Geleceği Kaybetmektir!
Firmalar ajanslardan ya da tasarımcılardan talep ettikleri acil tasarımlarla, ajanslarda firmalardan gelen acil işlerde uyguladıkları yüksek fiyat tarifeleriyle günü kurtardıklarını sanan at gözlüklülerdir aslında. Çünkü günü kurtarırken geleceği kaybettiklerinin, geleceklerinden vazgeçtiklerinin farkında olamayacak kadar tek yöne bakar, at gözlüklerini öylesine sık sıkı takmışlar ki beyinleri, zihinleri düşünemez olmuş...
Ey firma sahibi uyan acil iş talep ederek edindiğin o esinlenme, çalıntı ya da kaliteden uzak tasarım firmanın imajını yerle bir etti...
Ey ajans başkanı uyan ticari kar hevesiyle giriştiğin acil tasarım serüveni elinde patladı, sektör artık seni yaratıcılıktan uzak, aç gözlü ve sıradan olarak tanıyor...

Acil Tasarım Zorlaması Bir Mobbing Türüdür!
Tasarımcıların iş hayatındaki düzen ve performansından çalan acil tasarım kültürünün tasarımcıların özel hayatlarına da bir çok olumsuz etkisi vardır. (Olumlu etkisi hiç yok.) Tasarımcıları zihinlerinde bir android gibi makine gibi gören zihniyet aslında iş hukuku açısından da suç işlemektedir. Sürekli "acil" kodlu brieflere boğulan tasarımcı beden ve ruh sağlığını adım adım yitirmekte hatta çok sevdiği, hayatını adadığı, adeta bir yaşam biçimi olarak benimsediği mesleğinden vazgeçme noktasına gelmektedir.

Sürekli "acil" kodlu bireflerle karşılaşan tasarımcılar hakkını aramalı, öncelikli olarak ekip ve ajans başkanı ile kronik sorunu yok etmeye çalışmalı ve müşteriye tasarım kültürünü kazandırmaya çabalamalıdır. İşin özeti umarsız ve şımarıkça yayılan acil tasarım kültürüne karşı koyulmalı, gerektiğinde son çare olarak yasal yollara başvurulmalıdır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder