17 Eylül 2014 Çarşamba

Elyazısı

Elyazısının en eski biçimi Sümerliler tarafından geliştirilen bir resimyazı sistemiydi. Bu resimyazılar kil tabletlere yazılıyordu. Bu resimyazılar M.Ö. 3200 civarında çivi yazısı denilen ve bir ölçüde standartlaşmış bir sisteme evrildi. Yaklaşık olarak aynı zamanda Mısırlılar resimyazı niteliğindeki hiyeroglif sistemini geliştirdiler ve M.Ö. 11. yüzyılda Fenikeliler alfabetik bir yazı sistemi geliştirdiler. Yunanlılar sesli harfler ekledikleri Fenike alfabesini benimsediler ve büyük harflerden oluşan bir yazı yarattılar. Bu yeni yazı, Roma alfabesinin gelişimine etkide bulundu.                    
Etrüksler alfabelerini Yunanlılardan aldı. Bu alfabenin Latinler tarafından Latince’ye uyarlanmasıyla M.Ö. yedinci yüzyılda Latin alfabesi de denilen Roma alfabesi ortaya çıktı. Latin alfabesinin yazımında kullanılan çeşitli malzeme ve elyazısı tarzları vardı. Romalılar Romalılar üzerine yazı yazmak için taş, papirüs, kil ve metal kullandılar ve bunlar üzerine kare kapitaller, rustik kapitaller, onsiyaller ve yarı-onsiyallerle yazdılar. M.S. sekizinci yüzyılda Şarlman Karolenj Miniskülünü geliştirmek üzere York’lu Alcuin’i görevlendirdi. Şarlman bu standartlaştırılmış yazı biçiminin bütün yazılarda kullanılmasını emretti. Karolenj Miniskülü bugün bildiğimiz küçük harflerin çoğunun temelini oluşturdu.                          
Roma elyazısı tarzı batı dünyasının çoğu için temel teşkil ederken, Çin ve Japonya gibi doğu ülkeleri bir sanat olarak bir elyazısı biçimi geliştiriyorlardı ve bu yazı biçimi, günümüzde doğu kültüründe hâlâ el üstünde tutulan kaligrafi uygulamasına dönüşecekti. Kaligrafiyi bronz, taş, yeşim, çömlek ve kil gibi çeşitli malzemeler üzerine uyguladılar. Batı kaligrafisi Antiqua, Batarde ve English gibi çeşitli elyazısı tarzlarından gelişti. Kaligrafi günümüzde bir sanat formu olarak yaygın bir biçimde kullanılıyor. Bunun yanısıra dünyanın çeşitli kültürlerinde birçok modern tipografik uygulamalarda kullanılıyor.                               
Elyazısının en eski biçimi Sümerliler tarafından geliştirilen bir resimyazı sistemiydi. Bu resimyazılar kil tabletlere yazılıyordu. Bu resimyazılar M.Ö. 3200 civarında çivi yazısı denilen ve bir ölçüde standartlaşmış bir sisteme evrildi. Yaklaşık olarak aynı zamanda Mısırlılar resimyazı niteliğindeki hiyeroglif sistemini geliştirdiler ve M.Ö. 11. yüzyılda Fenikeliler alfabetik bir yazı sistemi geliştirdiler. Yunanlılar sesli harfler ekledikleri Fenike alfabesini benimsediler ve büyük harflerden oluşan bir yazı yarattılar. Bu yeni yazı, Roma alfabesinin gelişimine etkide bulundu.                    
Etrüksler alfabelerini Yunanlılardan aldı. Bu alfabenin Latinler tarafından Latince’ye uyarlanmasıyla M.Ö. yedinci yüzyılda Latin alfabesi de denilen Roma alfabesi ortaya çıktı. Latin alfabesinin yazımında kullanılan çeşitli malzeme ve elyazısı tarzları vardı. Romalılar Romalılar üzerine yazı yazmak için taş, papirüs, kil ve metal kullandılar ve bunlar üzerine kare kapitaller, rustik kapitaller, onsiyaller ve yarı-onsiyallerle yazdılar. M.S. sekizinci yüzyılda Şarlman Karolenj Miniskülünü geliştirmek üzere York’lu Alcuin’i görevlendirdi. Şarlman bu standartlaştırılmış yazı biçiminin bütün yazılarda kullanılmasını emretti. Karolenj Miniskülü bugün bildiğimiz küçük harflerin çoğunun temelini oluşturdu.                          
Roma elyazısı tarzı batı dünyasının çoğu için temel teşkil ederken, Çin ve Japonya gibi doğu ülkeleri bir sanat olarak bir elyazısı biçimi geliştiriyorlardı ve bu yazı biçimi, günümüzde doğu kültüründe hâlâ el üstünde tutulan kaligrafi uygulamasına dönüşecekti. Kaligrafiyi bronz, taş, yeşim, çömlek ve kil gibi çeşitli malzemeler üzerine uyguladılar. Batı kaligrafisi Antiqua, Batarde ve English gibi çeşitli elyazısı tarzlarından gelişti. Kaligrafi günümüzde bir sanat formu olarak yaygın bir biçimde kullanılıyor. Bunun yanısıra dünyanın çeşitli kültürlerinde birçok modern tipografik uygulamalarda kullanılıyor.                               


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder