8 Temmuz 2015 Çarşamba

Grafik Tasarımda New York Okulu

ABD modern tasarımla, Avrupa'nın II. Dünya Savaşı ve öncesindeki politik ortamından kaçan göçmen sanatçılar kanalıyla tanışmıştı.. 20. yy'ın ortalarına doğru Paris'in dünya kültür merkezi olma özelliğinin New York'a kaymasıyla, bu kent grafik tasarımda da öncü bir nitelik kazanmaya başlamıştır..İlk kez 1940'larda başlayan, özgün bir Amerikan tasarımı geliştirme çalışmaları, 1950'lerde olgunlaşarak uluslararası bir nitelik kazanmayı başarmıştır.
Modernizm'i Amerikan grafik tasarımına uyarlayan grafik tasarımcıların önde gelenlerinden biri Paul Rand'dır (d. 1914).
Kübistler'in, Klee ve Kandinsky'nin yapıtlarını inceleyen Rand, bu yeni biçimlerin hem simgesel hem de ifade bakımından iletişim için görsel bir araç olabileceğini fark ederek, bunları çalışmalarına uyarlamış; kolaj ve fotomontaj tekniklerinden yararlanmış; espri unsurunu kullanarak izleyicinin ilgisini çekmeyi denemiştir.. New York okulunun niteliklerini Los Angeles'a taşıyan ve özgün tasarımlar gerçekleştiren bir başka ünlü ABD'li tasarımcı da Saul Bass'tır (d.1921).. Tasarımlarını yalın bir anlatımla gerçekleştiren Bass, daha çok ortada odaklanmış tek ve etkin bir görüntüye yer vermeye özen göstermiş, görüntüde de piktografik bir üslubu yeğlemiştir..Film tanıtımlarında ortak bir görsel kimlik yaratma çalışmasını da grafik tasarımda uygulayan ilk sanatçı Bass olmuştur..
1950'lerden 1960'lara kadar, görsel oyunlarla yapılan düzenlemeler New York'Iu grafik tasarımcıların figüratif tipografiye ilgi duymalarına neden olmuştur..Bu eğilim, bazan harfleri nesnel biçimlere dönüştürürken, bazan da nesneleri harfsel biçimlere çevirmiştir.
Figüratif tipografi kullanımı konusunda bir başka yaklaşım da sözcüğün anlamının, görsel katkılarla bizzat sözcüğün üstünde ifade edilmesidir.. Bu tür düzenlemelerde tipografi, kazınarak, yırtılarak, çarpıtılarak, hatta titretilerek kavram ifade etmek ya da şaşırtıcı bir etki uyandırmak için kullanılmıştır..Bu eğilimin en üstün örneklerini veren ve "zamanın tipografik dehası" unvanını alan tasarımcı Herb Lubalin'dir (1918-81)..
Lubalin, tipografiyi kuralına göre kullanmaktan vazgeçerek, alfabetik karakterleri görsel biçim ve mesaj iletme unsuru olarak iki açıdan ele almıştır..En yenilikçi çalışmalarında görsel biçim ve kavram bütünleşerek, birbirinin içinde erimiştir.. Bu yönteme, kısa görsel tipografik şiir anlamına gelen "tipogram" adı verilmiştir.. Lubalin, dergi tasarımına getirdiği yenilikçi anlayışla da 20. yy grafik tasarımına büyük katkılarda bulunmuştur.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra, grafik tasarım "kavramların görsel anlatımı" olarak nitelenen bir yönde gelişme göstermiştir..Bu dönemden başlayarak artık görüntülerle yalnız bilgi değil, aynı zamanda düşünce ve kavramlar da aktarılmaya başlanmıştır..Bu yeni yaklaşımda özellikle 20. yy başındaki Modernist hareketleri kaynak oluşturmuştur; Kübizm'in mekân anlayışı, Gerçeküstücülük'ün kendi ortamından soyutlama, farklı öğeleri aynı ortamda yeni bir bağlamda biraraya getirme ve soyut kavramları görselleştirme yöntemleri, Dışavurumculuk ve Fovizm'in saf renk kullanımlan ve Pop Sanat'ın iletişim nesneleri..Bu yeni yaklaşımda güzel sanatlarla görsel iletişim arasındaki geleneksel sınırlar ortadan kalkmış; kavramsal yaklaşımı benimseyerek öncü çalışmalar ortaya koyan ülkeler Polonya, ABD, Küba, Almanya ve Fransa olmuştur.. II. Dünya Savaşı'ndan sonra Polonya grafik tasarımı konusunda büyük bir aşama göstermiştir.. Bu komünist ülkede elektronik kille iletişim araçlarının Batı uluslarına oranla yaygın olmaması ve rejim gereği ekonomik rekabet unsurunun bulunmaması nedeniyle afiş, kitle iletişim konusunda en önemli araçlardan biri olmuş; konular da kültür, politika, film ve sirk gibi iletişim alanlan özerinde yoğunlaşmıştır..Sosyalist gerçekliğin, sanatçıların sosyal gelişmeler ve gereksinimler konusundaki bireysel iadelerini kısıtlaması, hatta tamamen yasaklaması sonucunda, kendilerini ifade etmek için ikonografik bir dil yaratan Polonyalı afiş sanatçıları ortaya koydukları çalışmalarıyla, bu ülkede afişin olağanüstü bir gelişme göstermesini sağlamışlardır..Bu dönemde yetişen dünyaca ünlü grafik tasarımcıları Henryk Tomaszewski, Jan Lenica, Franciszek Starowieyski, Waldemar Swierzy ve Roman Cieslewicz'tir.
Amerika'da ise 1950'lerde fotoğraf konusunda sağlanan ilerlemeler sonucunda, fotoğrafın illüstrasyonun geleneksel pazarını ele geçirmeye başlamasıyla, bir grup New York'lu genç grafik tasarımcısı, illüstrasyonda ilk kez daha kavramsal bir anlatım geliştirmiştir..Bu konuda en özgün ve ilerici çalışmaları yapan Milton Glaser (d, 1929) ve Seymour Chwast'tir (d.1931). Görsel sanatlar tarihini, biçim, görüntü ve görsel düşünceler konusunda bir başvuru arşivi gibi kullanıp, birçok esin kaynağını biraraya getirerek uyarlayan bu tasarımcılar, söz konusu kaynakları yeni ve umulmadık biçimlere dönüştürerek yeniden yaratmışlardır.
Kavramsal tasarıma ağırlık veren ürünler ortaya koyan bir ülke de, Fidel Castro'nun başa geçmesiyle komünist rejimi benimseyen Küba olmuştur..Bu dönemden başlayarak ulusun tüm kesimlerinin bilinçlendirilmesi ve yeni yaşam biçimini benimsemesi doğrultusunda, afiş önde olmak üzere grafik tasarım medyalarına başvurularak, çeşitli kavramlar herkesin anlayabileceği bir görsel anlatım diliyle aktarılmaya çalışılmıştır..Bu konuda başlıca ürünleri, New York' ta eğitim görmüş olan Raul Martinez gerçekleştirmiştir.
Kavramsal anlatım Almanya'da, fotoğraf ve fotografik görüntülerin kolaj ve fotomontaj teknikleriyle düzenlenmesine dayandınlmıştır..Bu tasarımlarda konuya alışılmadık bir açıdan bakılarak, aykırı ögeler biraraya getirilmiş ve izleyicide şok etkisi yaratarak dikkati çekmek amaçlanmıştır..Hareketin oluşmasında başlıca rolü oynayan tasarımcılar Günther Kieser (d.1930 ), Holger Matthies (d. 1940 )ve "Grafik ve Foto" grubundan Günter Rambow ( d. 1938 ), Gerhard Lienemeyer (d, 1936 )ile Michael van de Sand'dır (d.1945 ), Fransa'da, 1968'deki yerleşik değerleri sorgulayan ve yeni bir toplum düzeni konusundaki bekklentilerini dile getiren gençlik hareketleri ortamında doğan "Grapus" adlı grafik tasanın grubu kavramsal anlatımı daha çok kültürel, toplumsal ve siyasal alanda gerçekleştirdiği grafik çalışmalarında kullanarak özgün örnekler ortaya koymuştur.
1960' ların sonuna doğru dünyanın birçok ülkesinde grafik tasarım konusunda ulusal özelliklerin silinip, İsviçre'nin yalın geometrik biçimleriyle Amerika'nın sınırsız özgürlük anlayışının birarada varolduğu, uluslararası nitelikte yeni bir dönem başlamıştır..Bunun oluşumunda, tüm dünyayı saran iletişim ağının, kavramsal özlü yeniliklerin ve görsel buluşların yıldırım hızıyla dünyaya yayılmasını sağlama konusunda başlıca rolü oynadığı bir gerçektir..Tasarım kadar, güzel sanatlar ve gösteri sanatlarını da içine alan bu uluslararası kültür, ulusal sınırları ortadan kaldıran yeni bir dünya görüntüsü oluşturmaya başlamıştır.
20. yy'da özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra hızlı bir endüstrileşme sürecine giren Japonya, Batı dünyasının toplumsal modelini ve yaşama biçimini kaçınılmaz olarak kendi bünyesine uyarlamak zorunda kalmıştır..Bu ortamda Japon grafik tasarımcısı da ulusal kimlikle Batı'dan gelen uluslararası nitelikleri biraraya getirerek, olabildiğince ulusal unsurları zedelemeden, uluslararası bir görsel dil yaratmayı başarmıştır.. Yeni Japon tasarım hareketinin başlıca kaynağı Avrupa Konstrüktivizm'i olmuş, ancak Japonlar bu hareketin sistematik düzenlemesini ve kuramsal ağırlıklı temelini, geleneksel tasarım anlayışlarındaki özelliklerle yumuşatmışlardır..Avrupa Konstrüktivizm'inin asimetrik dengesinin yerine, görüntüyü genellikle ortalamayı ve kompozisyonu, bir orta eksen çevresinde kurmayı yeğlemişlerdir..Yeni Japon grafik tasarımının görsel dilini oluşturan en ünlü tasarımcılar Yusaku Kamekura (d. 1915 ),Masuda Tadaşi (d.1922), Kazumasa Nagai (d.1929), Şigeo Fukuda (d.1932) ve Tadanori Yokoo'dur (d. 1936).
Uluslararası grafik dünyasında önemli bir konuma gelen ülkelerden biri de İngiltere'dir..İngiliz tasarımı, 1962'de çekirdeğini Alan Fletcher (d, 1931) ve Colin Forbes'in (d. 1928) oluşturduğu bir tasarım grubuyla, tasarımda özgün ama uluslararası bir tarz yaratmayı başarmıştır.. Daha sonra "Pentagram" adını alarak çeşitli dünya metropollerinde şubeler açan bu tasarım grubu, ortaya koyduğu yapılanma ile uluslararası tasarım kuruluşu olmanın tüm özelliklerini sergilerken, özgün ve başarılı grafik çalışmalarıyla da örnek ürünler yaratmıştır ve başarısını günümüzde de sürdürmektedir.
1970'lerde önce mimari tasarımda başlayıp, giderek tüm sanat dallarını kapsayan ve Modernizm'in geleneği reddeden tavrına karşı çıkış gibi görünen bir geçmişe yönelme eğilimi başlamıştır.. Post- Modernizm olarak adlandırılan bu tasarım eğilimi, eski üslup ya da akımların kullandığı malzemeleri alarak yeni görsel anlatım biçimleri yaratmıştır..
Bu tasarım eğilimi grafikte ilk önce İsviçre stilinde çalışan ve bu stilin biçimsel vokabülerini geliştirmek isteyen kişilerin çalışmalarında ortaya çıkmıştır..Kökü 1970'lere dayanan, temel bir felsefesi ve ortak bir çizgisi olmayan bu yaklaşım, grafik tasarıma bir biçim ve hareket çeşitliliği getirerek özgür ve Dışavurumcu bir dönem başlatmıştır.. Post-Modernizm 1980'lerde tasarıma egemen olurken, anlatım biçimi bazan son derece kişisel bir nitelik göstermiş, mesaj genellikle görsel anlatımın katmanları arasına yerleştirilmiş, bu durum da konuyu ayrıca açıklayan bağlamsal yorum ve ek düşünceleri gerekli kılmıştır.
Yeni tasarım yaklaşımını geliştiren başlıca adlardan biri İsviçre tasarımının tipografi anlayışını sorgulayan ve yeni yaklaşımlar getiren Wolfgang Weingart (d. 1941) olmuştur.. Weingart, görsel öğe bolluğu içinde, keyifli ve sezgisel bir tasarım yaklaşımı yaratmış, ABD'nin çeşitli okullarında verdiği konferanslarla tipografik kuralları sorgulamak üzere bir tartışma başlatmıştır..Onun konferanslarıyla başlayan süreç, İsviçre'de eğitim gören Amerikalı öğrencilerin ülkelerine dönerek bu düşüncelerini uygulamaya geçirmeleriyle pekişmiş ve Weingart'in anlayışı, yine İsviçre'den Amerika'ya olmak üzere, Amerikan tasarım dünyasına sızmaya başlamıştır..Amerika'da büyük ilgi uyandıran Post-Modernizm, bir yandan yaygın bilgisayar kullanımına yer veren "Yeni Dalga" (New Wave ),öte yandan geçmişin biçimlerine başvuran Tarihselci Post-Modernizm olmak üzere iki tarzda ön plana çıkmıştır.
Yeni Dalga akımının öncüsü Basel'de Weingart'Ia çalışmalar yaptıktan sonra Los Angeles'ta stüdyo açan April Greiman (d. 1948) olmuştur..Tarihselci Post-Modernizm, Post-Modern mimarlığın biçimlerine başvurma ve grafik tasarım tarihini yeniden canlandırma olmak üzere iki yönde gelişme göstermiştir..Birinci yönde çalışmalar gerçekleştiren tasarımcılardan Michael Vanderbyl, Yeni-Klasik öğeleri ve Post-Modern mimarlığın gözde biçimlerini görsel anlatıma taşımıştır.
İkinci yönde çalışan sanatçıların başında gelen Paula Sher ise kısaca "Retro" (geriye dönük ya da önceden gerçekleşmiş ) adı verilen tasarım yaklaşımını başlatmıştır..Bu yönde çalışan ve "Duffy Tasarım Grubu" adıyla tanınan tasarımcılar da 1940 ile 60'lar arasındaki grafik öğeleri yeniden gündeme getiren bir anlayışla ürünler ortaya kovmaktadır.
Post Modernizm'in İngiltere'deki en büyük temsilcisi uluslararası nitelikte de yankılar uyandıran Neville Brody olmuştur.. Tasarımda günümüz teknolojisine duyulan inanca meydan okuyan, insani biçimlerin yönettiği bir dinamizm anlayışını benimseyen Brody çalışmalarında deneysel bir yaklaşım sergilerken, kökleri 20. yy başlarındaki sanat akımlarına, özellikle Dadacılık'a ve Konstrüktivizm'e dayanan bir geleneği temel almıştır.
1990'larda özgürlükçü tasarım yaklaşımını işlevsel niteliklerle bağdaştırarak özgün ve ilerici çalışmalar ortaya koyan tasarımcılarıyla Hollanda, grafik tasarım konusunda Avrupa ülkeleri arasında önemli bir konuma gelmiştir..Bu başarısında, sanatsal geçmişindeki yoğun kültür birikimi kadar, sanat ve tasarıma verilen önemin de yeri büyüktür.
Bugünün öncü Hollandalı tasarımcıları Post-Modern tasarım yaklaşımı doğrultusunda, tek bir tarza bağlanmadan Gelecekçilik, Dadacılık, Konstrüktivizm ve Bauhaus gibi geçmişin çeşitli modern sanat hareketlerinden esinlenerek, özgür anlatım biçimleri denemektedirler.
Hollanda'da yetişen günümüzün en önde gelen tasarım grupları Gert Dumbar'ın kurduğu "Studio Dumbar", Hard Werken tasarım grubu ve "Concepts Design" adlı gruplardır..
Tüm sanat dallarında olduğu gibi grafik tasarım konusunda da dünyaca kabul gören Post-Modernizm 20. yy'ın sonuna değin dünyanın toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda geçirmekte olduğu büyük değişikliklere paralel olarak, sanatta da Modernizm'in dayandığı ilkelerin temelinden sarsıldığı bir dönemde ortaya çıkmış, dünya çapındaki iletişim ağı ortamının da katkısıyla, tasarımda ulusal kimlik özelliklerini yıkarak uluslararası bir üslup yaratmıştır.

Kaynak:  http://dolusozluk.com/?b=Grafik+Tasar%C4%B1mda+New+York+Okulu 

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder